Tescilli Markanız İptal Olabilir mi?

Son söyleyeceğimi ilk söylemek istiyorum. Evet! Olabilir.

Marka tescil süreçlerinin çok basit bir koşulu vardır, markaların kullanılması ve ülkemiz için değer yaratmasıdır. Bir başka deyişle marka tescillendikten sonra o markanın değerlenmesi için ticari faaliyetlerine başlaması ve katma değer üretmesi gerekmektedir. Bu koşula uygun olmayan durumlarda da markanın kullanılmamasına ilişkin iptal davaları açılabilmekteydi. İptale konu olan tüm davalar 10 Ocak 2024 tarihine kadar Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri üzerinden hukuki bir süreç olarak yürütülüyordu. Bu tarih itibariyle yürütmeye ilişkin değişikliğe gidildi ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 26. maddesi gereği marka iptaline ilişkin itirazlar Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nden TÜRKPATENT’e geçti.

Bu değişikliği ben olumlu bir süreç olarak yorumlasam da iptaller konusunda sürecin daha netleşmiş olmasını ve akıllarda soru işareti olmadan kurgulanmasını yeğlerdim.

5 Yıllık Kullanılmama Durumu Ana Dayanak

SMK’nın 9. maddesinde de hükmedildiği gibi, “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.” maddesi Türk Patent ve Marka Kurumu’nun da itirazlarında da ana dayanak noktası olacaktır. Aslında hukuki anlamda itiraz sahibini etkileyen majör bir değişiklik yok da denilebilir.

Bu yürütme değişikliğini olumlu olarak değerlendirmemin en kayda değer yanı süreçlerin kuruma geçmesi ile birlikte kısalacağı ve bir davaya konu olmadan daha basitleştirilerek bitirilebilecek olmasıdır. Çünkü öyle ki, artık girişimciler marka bulmak da inanılmaz zorlanmalarının yanında binlerce atıl kalmış marka da kullanılmadan 10 senelik süresinin bitimini bekliyor. İki taraflı kazananı olmayan kısır döngüye dönmesine karşın kimse hukuki bir yükün altına girip kullanılmayan markalar için binlerce lira avukat masrafı ödeyerek talip olmak istemiyordu. Onun yerine yeni bazen çok da anlamlı olmayan markalarla ticarete başlamayı yeğliyordu. Kurumun bu anlamda bir ücret belirlememiş olması bir kenara belirlediği hiçbir ücretin hukuk davası kadar maliyetli olabileceğini düşünmüyorum. Bu marka arayan girişimciler için çok iyi bir durum olacak!..

Olumlu bir diğer yanı da basit sistemin bir kullanımı olması. Marka itirazları ilgili tarihten itibaren EPATS üzerinden “Marka İptal Talebi Ön Başvurusu” adı altındaki sekmede açıldı. Kullanımı inanılmaz basit olan bir ara yüz ile markalar 3. kişilerin itirazlarına açıldı. Aşağıdaki iptal gerekçelerinden birini seçerek de süreci hızlıca yürütüp kurumun uzmanlarına dijital ortamda itirazlar ulaştırılabiliyor.

İptal gerekçelerine bir göz atmanızda fayda var!

  1. Markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmaması / kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesi. (26/1(a))
  2. Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi. (26/1(b))
  3. Marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucu markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması. (26/1(c))
  4. Garanti markası veya ortak marka teknik şartnamesine aykırı kullanım. (26/1(ç))

Tüm bu süreçler kısa sürede halledilebilecek olsa da şu an bendeki tek soru işareti, zaten ciddi bir yükün altında olan uzmanların bu tip bir iş yüküyle diğer işlemlerde aksama olup olmayacağı oldu. Zamanla insan kaynağı süreçleri de hallolursa veya hallolduysa kurumun marka itirazlarını kabul etmesi zaman, para ve emek açısından gerçekten çok olumlu.

Yaşayıp değerlendireceğiz!..