Gelelim Türkiye’nin problemlerine…
Sağlık, Ekonomik, siyasal, sosyal saymakla bitmez ülke problemlerine karşıdan baktığımızda büyük resmin ülkenin kendi değerini üretememesi olduğunu görebiliriz. Jeopolitik konumumuz, bereketli topraklarımız, genç popülasyonumuz, geleneklerimiz sayısız bizi oluşturan sayısız etmen ve değerin kendi topraklarımız üzerinde üretilmesi ve daha da önemlisi sahip çıkılması problemlerimizi asıl çözecek olandır!
Enerji İçimizde!
Bu söz sizlere komik gelebilir ama ülkemizin gücü gerçekten uyuyor. Yurtdışına yaptığımız beyin göçlerinden bununla birlikte kaybettiğimiz patent göçlerinden birkaç örnek vereceğim ve enerjinin gerçekten aramızdan nasıl uçup gittiğine birlikte şahit olacağız.
Şüphesiz ki, bu örneklerden ilki ve şuanda ‘vah’lanmamız gereken en popüleri Özlem Türeci ve Uğur Şahin çifti…
Göçmen! Ailenin çocukları… Prof. Dr. Uğur Şahin’in ailesi Almanya’ya Şahin henüz 4 yaşındayken gitmiş. Dr. Özlem Türeci’nin ailesi ise o doğmadan Almanya’ya göçenlerden… Yazılan ne olursa olsun acı tablo bu iki değerimizin üretimlerini Almanya’da yapıyor oluşu. Bugün ürettikleri ve milyar dolarlarla bize satacakları aşı bizim ülkemizde oluşturamadığımız laboratuvarlardan, şu an faaliyetleri durdurulan Hıfzıssıhha Enstitüsü’nden çıkabilirdi. Ancak biz kaybettik!..
Hasar gören DNA’ların hücreler tarafından nasıl yenilendiklerini haritalandıran çalışmasıyla 2015 yılında Nobel Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Aziz Sancar… Her ne kadar aldığı ödülün Türkiye’ye hayırlı olmasını dilese de Sancar, moleküler biyoloji ile ilgili tezlerini Teksas ve Yale üniversitelerinde verdi. Amerika’da yaptığı çalışmaları biz sadece karşıdan övünerek kutladık. Bir değerimiz daha Amerika’da üretti, biz burada yine kaybettik!..
İsmini duymadığımız bir genç kadın, Fizik Mühendisi ve Mucit Canan Dağdeviren… Biz de haberleri manşetlerde görülmese de sosyal medyada trendtopic olmasa da bazılarımız bir yerlerde okumuş, çok azımız övünmüştür. Giyilebilir teknoloji, esnek elektronik cihazlar ve yeni nesil devreler üzerine MIT Media Lab’da araştırmacı olarak görev yapan Dağdeviren, cilt kanserini tespit edebilen giyilebilir kalp çipini icat etti. Canan üretti, patent Canan’a laboratuvarı ile kucak açan MIT Media Lab’da kaldı. Biz alkışlayacak kadar tanımadık ve bir değerimizi daha kaybettik, kimlerin kazandığını söylememe gerek yok herhalde.
MIT Technology Review tarafından “tıpta ve biyolojide çığır açan lider” olarak tanımlanan Biyokimyager Naşide Gözde Durmuş… Henüz 35 yaşında olan Durmuş, çocukken yaşadığı hastalığa karşı savaşmak için Standford Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü’nde araştırma görevlisi oldu. Hedefinde peşi sıra başarıya ulaşan genç bilim insanı, kanserin erken teşhis üzerine yaptığı çalışmalarla adını duyurdu. Şu an ABD’de ve ABD için üretiyor. Harikalar yaratan bu genç beyin patentiyle birlikte ülkemizde dünya için yararlı olamayacağını anlayıp göçüp gitmiş…
Cambridge Üniversitesi’nde kuantum fiziği üzerine çalışan Prof. Dr. Mete Atatüre, ışığın doğasını daha iyi anlamak üzere çalışmalar yapmış ve 2015 yılında, ölçülmesi İMKÂNSIZ olarak kabul edilen ‘ışık seviyesinin gürültü ölçümü’nü gerçekleştirmiştir. Bu çalışmasını yaptığı ekibiyle birlikte tarihe geçen Atatüre, evrenin bir başka köşesinde, farklı bir yaşam formunu bulma ihtimalimiz üzerine ABD’de araştırmalarına devam ediyor… Biz ise Atatüre’yi sosyal medyadan takip ederek övünüyoruz…
Sayamadığımız nice bilim insanını kaybettik, kaybetmeye devam ediyoruz…
Yüzlerce pırıl pırıl beyin ülkemizden göçüp gidiyor. Yaptıkları devrim niteliğindeki buluşlarla, aldıkları patentlerle başka bir ülkede çalışmalarına devam ediyorlar.
Gittikleri ülkeler onlara sağladığı olanaklarla bizim olabilecek her şeyi elimizden alıyor ve biz farkına bile varmıyoruz!
Her beyin göçü gelişimin bir diğer ülke vatandaşlığına geçmesidir, bu durumu farkedemiyoruz.
Ülkemizin kendi değerlerini kendi toprakları üzerinde üretmesi problemlerin çoğunu çözebilecek anahtarımızdır.
Uğur Şahin ve Özlem Türeci gibi nice bilim insanımız bunun en güzel kanıtıdır!
Problem çözmek isteyen her otorite için formül ortada…
Üstün Patent Kurucusu
Özlem Arslan Kart