James Webb Young, “Fikir” kavramının, eski unsurların yeni birleşiminden ortaya çıktığını savunur.
Young’ın bu sözünden yola çıkarak icatları incelediğimizde gerçekten önce ortaya konmuş fikirlerin birleşmesi veya önceki buluşların temel alınarak geliştirilmesinden ortaya çıktığını görebiliyoruz. Örnek vermek gerekirse; Matbaa, metal para kesme makinesi ile şarap presinin birleşmesinden; Çalar saat, alarm ve saatin çalışma mantığının ortak bir buluş oluşturmasından; Araba sileceği, cam temizleme mantığını basit bir mekanizma ile tasarlanmasından ortaya çıkmıştır.
Yukarıdaki örneklerde de gördüğümüz gibi var olanın var ettiği bir üretim sisteminde buluşlara temel olan fikirlerin 3 özelliğinden bahsedebiliriz:
- Fikir, kişinin kendi dünyasında amaçlarına, planlarına, arzularına ve çözümlerine hizmet eden bir uğraştır.
- Dinamiktir, değişebilir ve sürekli gelişen bir yapıya sahiptir.
- En önemlisi de fikir özgün olmayabilir ama asla kopya değildir.
Fikrin bu 3 özelliğini incelediğimizde mucitlerin/buluşçuların dünyasına hızlı bir giriş yaparak yöntemlerini analiz edebiliriz.
Kadınların bebek bezini, sütyeni, bulaşık makinesini, kağıt torbayı icat etmesi ilk özelliğin yani kişinin kendi dünyasındaki sorunlara çözüm üretmek, amaçlarına, planlarına hizmet etmesi için fikirlerini eyleme dönüştürdüklerini görebiliyoruz.
Edison’un “Başarısız olmadım sadece çalışmayan 10 bin yol keşfettim” sözü ile fikir sahibinin üretim sürecinde keşiflerinin ne kadar farklı ve sürecin değişkenliğini tahmin edebiliyoruz.
Fikir için listelediğimiz özelliklerden ilk iki maddesi fikirlerin ortaya çıkış ve üretim safhasını anlatmaktadır. Başka bir deyişle fikrin nasıl ortaya çıktıktan sonra eyleme dönüştüğü süreçtir.
- prensip ise Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının en önemli konularından patent tescili ile alakalıdır. Konuyu biraz detaylandırmak gerekirse; yukarıdaki çalar saat örneğinden gördüğümüz üzere sorunun çözümü ve/veya durumun tasarımı, birçok kişinin aklına gelmiş olabilir ancak fikrin eyleme dönüşümü Hutchins tarafından gerçekleşerek patenti 1787 yılında alınmıştır.
Başka bir örnekte, uçabilme fikri 17. Yüzyılda Hazerfen Ahmet Çelebi denemeleri ile üne kavuşmuş, popüler hale gelmiş olsa da 1903 tarihinde, Wilbur ve Orville Wright kardeşler tarafından üretilen motorlu bir uçak modern uçuşların ilk temeli oluşturmuştur. Uçabilme fikrini eyleme dönüştüren kardeşler, daha önce yapılmayan bir yöntem / mekanizma/ süreci içermesi ve en önemlisi sanayiye uygulanabilir bir icat ortaya koydukları için patent tescili almışlardır.
Fikir, Üretime Geçmeden de Patentlenebilir