Patent konusuna girmeden önce sizlere emek kavramından bahsetmek istiyorum.
Emek TDK’ya göre, “bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü, çalışma” ve “uzun, yorucu ve özenli çalışma” anlamlarına geliyor. Bu iki açıklamanın altında insanın en değerli hazinesi olan üç kavram yatıyor: Zaman & Çalışma & Özveri!
Doğduğumuz günden itibaren bir rekabetin içinde büyüyoruz. Hep en iyisi olma kültürü maalesef ki tüm yaşamamızın odak noktası haline geliyor. Bu kültürün bize dayatmasıyla yaşam bir mücadele içinde geçiyor. Bu mücadele bizi çok çalışmaya başka bir deyişle zamanımızın çoğunu çalışarak geçirmeye itiyor. Profesyonel hayatımız ise o zamana kadar edindiğimiz tüm deneyimler ve çalışmalar sonucunda konumlanıyor.
Zamanı Tüketerek Üretiyoruz!
Ürettiğimizle Konumlanıyoruz!
Profesyonel hayatımızda ne olarak konumlanırsak konumlanalım ürettiğimiz sürece varlığımızı kanıtlayabiliyoruz. Unvanlarımızın önüne alacağımız sıfatlar bizleri maddi manevi motive eden unsurlar oluyor. Üretmek için ciddi emek harcamak gerekiyor.
Üretim, dünle ve bugünün değil bir kültürün ürünüdür!
Emek kavramının sacayağı Zaman & Çalışma & Özveri, üretiminde temelini oluşturur. Üretim kavramı daha çocuk yaşlardan verilen eğitimlerle bir kültür olarak bireye geçiyor. Bu kültür ile büyüyen bireyler mevcut durumları geliştirmek ve problemleri çözmek ile ilgili sürekli çalışıyor. “Fark yaratmak için neler yapabilirim?” cümlesiyle yola çıkıyor ve başarıya ulaşıyorlar. Bu başarıları elde etmek bazen aylar bazen yıllar alabiliyor.
Ortaya konmuş bu farklılıklar çoğu zaman insanlığın kültür mirasında ciddi bir role sahip oluyor. Bugünün sorununu çözerken ilerde yaşanabilecek sorunlara karşı diğer buluşçuların basamağı oluyor. Bu duruma en iyi örneği, 4.0 sanayi devrimi ile birlikte teknolojinin hızla yükselmesi ve artık elimizdeki cep telefonları ile neredeyse her şeyi yapacak hale gelmemizi verebiliriz. Cep telefonları hayatımıza girdiğinde bu hali alacağını kimse düşünemezdi. Şimdi ise dünyanın neredeyse en büyük pazarlarından biri haline geldi. Öyle ki üretilen telefonlar arasında patent davalarıyla yaşanan milyon dolarlık savaşlar emeğin dünya üzerindeki değerinin tartışılmaz olduğunu gösterdi.
Ortaya koyulan buluşlar veya yöntemler, cep telefonları örneğinde ve aslında gündemde olmayan birçok patent davasıyla taklit edilmiş ve dava konusu olmuştur. Bu taklit riskinin en önemli dayanağı ve buluşun demir yeleği Patent Tescili’dir. Buluşunuzu veya yönetiminizi piyasaya sürmeden önce mutlaka patent tescili belgesi almanız gerekmektedir.
Patent Nedir? Hangi Üretimler / Buluşlar Patent Belgesi Alabilir?
Patent, bilimsel ve teknik bir buluşun ya da böyle bir buluşu uygulama alanında kullanma hakkının kime ait olduğunu gösteren resmi bir belgedir. Patent belgesi sahibi olan buluşçu, buluşunun üretme, kullanma, satma hakkına ve patenti lisanslama hakkına sahiptir. Buluşun patent belgesi alması için aranan kriterler:
Yenilik: Üretilen buluşun/ yöntemin dünya çapında yeni olma koşulu vardır. Kanuna göre, tekniğin bilinen durumuna dahil olmayan buluşlar yenidir. Tekniğin bilinen durumu, patent başvurusunun yapıldığı tarihten önce, buluş konusunda dünyanın herhangi bir yerinde toplumca erişilebilir yazılı veya sözlü tanıtım, kullanım veya başka bir yolla açıklanan bilgilerden oluşur.
Tekniğin Bilinen Durumunu Aşması: Bir buluşun / yöntemin patent belgesi alabilmesi için nitelikli ve önemli sayılabilecek farklılıklara sahip olması gerekmektedir. Patenti diğer tescil korumalarından ayıran en önemli unsur Tekniğin Bilinen Durumunu Aşmasıdır. Kanuna göre buluş, ilgili olduğu teknik alandaki bir uzman tarafından, tekniğin bilinen durumundan aşikar bir şekilde çıkarılamayan bir faaliyet sonucu gerçekleşmiş ise, tekniğin bilinen durumunun aşıldığı kabul edilir. Tekniğin bilinen durumunu aşma ile ifade edilmek istenen, teknik kuralın şimdiki duruma kıyasla objektif bir mesafe kaydetmiş olmasıdır. Tekniğin bilinen durumuna aşmada, buluşun tekniğin hali hazır durumu değerlendirilerek yeniliğin mevcut durumdan ne kadar farklı olduğu araştırılır.
Sanayiye Uygulanabilirlik: Kanuna göre bir buluşa patent verilebilmesi için sanayiye uygulanabilir olması gerekmektedir. Patenti ekonomik anlamda pratik olarak kullanılabilir buluşlara verilmektedir. Buluş, tarım dahil sanayinin herhangi bir dalında üretilebilir veya kullanılabilir nitelikte ise uygulanabilir sayılır. Bir buluşun sanayiye uygulanabilir olması, o buluşun niteliği gereği herhangi bir sanayi dalında üretilebilmesi veya çalışma vasıtası olarak kullanabilmesi demektir.