Geçtiğimiz günlerde Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX, Crew Dragon kapsülü ile Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) astronot gönderen ilk özel şirket oldu.
Dünyanın hemen hemen her yerinde bu olay konuşuldu. Tüm dünyaya uzayda yaşayabilme mesajı, öpüşüp sarılan astronotlarca çok net verildi. Hiç şüphesiz, bu gelişme ile birlikte insanlığın geleceği için önemli bir adım atıldı.
SpaceX’in tarafından gönderilen Crew Dragon kapsülü bir yandan da ABD’nin her yıl Rusya’ya ödediği milyon dolarları ödememesini ve bir nebze olsun Rusya’ya bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor. Orta vadede ABD bu hamleyle yıllardır süren Rusya-ABD uzay teknolojisi yarışında öne geçmeyi planlıyor.
Dünya bu gelişmelerle ilgilenirken Türkiye’de ise farklı gelişmeler yaşandı.
SpaceX dünyadan uzaya kapsül fırlatmasının ardından Türkiye’de, SpaceX’e 25. ve 35. Sınıflarda marka başvurusu yapıldı. Bu durumda örnek aldığımız tek şey marka başvurusu oldu.
17 senedir bu mesleği icra eden biri olarak bunca yıldır özgünlük anlamında bir arpa boy yol gidemediğimizi söylemek beni üzüyor. Birkaç örnekle bu görüşümü taçlandırmak isterim.
Buyurun!
- Elon Musk’tan konuya girmişken Tesla’dan bahsetmemek olmaz! Tesla Motors haberlere konu olması ile başlayan marka başvuru serüveni incelenmeye değer. Sanki ülkece bir marka arıyormuşuz da Elon Musk onu bize vermiş gibi müşavirlik hizmetlerinden tutun kozmetiğe kadar birçok sınıfta ‘Tesla’ başvuru yapıldı.
- Corona ile ilgili aylar boyunca onlarca marka yapıldı. Eğitim öğretimden ilaca, giysiden reklamcılığa kadar başvurusu yapılmayan sınıf kalmadı.
- Steve Jobs öldü. Tekstil üretiminden restorancılık hizmetlerine kadar birçok sınıfta başvuru yapıldı. Apple sonunda çareyi Steve Jobs için marka sınıflarını kapatmakta buldu.
- Apple’ı alamayan yurdum insanı Apple markasını önüne arkasına getirdikleri ilginç ibarelerle TPE’nin kapısını binlerce kez çaldı. Kiminin markası anlaşılmayacak şekle, kiminin de yola çıktığı marka bir yerlerinden Apple ibaresi geçecek diye tanınmayacak hale geldi.
Neden Bu Çaba?
Dünya gerçekten bir devrimin içinde ve herkes bu devrimi yaşarken geride kalmamak için çaba harcıyor. Bizim bu çabamız ise, gerçekten sükutu hayal olmaktan öteye geçemiyor.
Kopyalama mantığı ile hareket edip hızlı yoldan tanınırlık elde etmenin doğru olacağını düşünen ticari zekalar, ticaretteki asıl altın kural olan, sürdürebilirliği atlıyor. Temelinde farklılaşmadığı sürece rekabet okyanusunda hangi marka olursa olsun, işi gerçekten çok zor!
Örneğimiz, İçi Boş Markalar Değil, Elon Musk Olmalı!
Herkes Elon Musk’tan deli dahi diye söz ediyordu. Bugün hayalleri ile yola çıkıp uzaya kadar ulaştı. Elektrikli araba fikrinin arkasında durdu. Ve bu fikir çığ gibi büyüdü…
Geçtiğimiz günlerde elektrikli arabaların en büyük sorunu olan batarya problemini General Motors el attı ve bu sorunu tamamen ortadan kaldıracak bir patentle elektrikli araba devrimine bir tuğlada GM koydu.
İşte gelişmek, geliştirmek böyle bir şeydir. Biri yapar diğeri devam ettirir. Çabamızla bir tuğlada bizler koyalım, derim!
Unutmayın, dünyanın elektrikle buluşması Tesla ile Edison’un yollarının kesişmesidir!