Bir internet sitesinde ‘Patent Mühendis’liği için gayri resmi bir unvan tanımlamasını gördüm. İnanın gerçekten işimizin odağında olan bu mesleğin bu şekilde açıklanması ile ilgili duyduğum derin üzüntüyü sizlere anlatamam…
Henüz üniversitelerde bir bölüm olarak okutulmuyor, belki de hiç okutulmaz. Ancak şu bir gerçek ki, Türkiye’nin gelişiminde Patent Mühendislerimizin büyük rolü var.
Gençlerimiz, çok bilmese de, üniversitelerdeki mühendislik fakültelerinde böyle bir mesleğin adı hiç geçmese de hem ulusal hem de uluslararası çok çok önemli mesleklerden biri.
Peki, Ne İş Yapar Bu Patent Mühendisi?
Patent Mühendisi kavramı mühendisliğin bir kolu gibi görünse de aslında hemen hemen her mühendislik bölümünün yapabileceği bir meslektir. Bu mesleği icra eden arkadaşlarımız çok rahatlıkla firmaların Ar-Ge veya Fikri Mülkiyet departmanlarında, patent bürolarının patent birimlerinde çalışabilirler.
Patent mühendislerimiz bahsettiğimiz hangi bölümde olursa olsun en kilit noktada yer almaktadır. Çünkü bu pozisyonda çalışan arkadaşlarımızın en önemli görevi, bir ürünün daha önce yapılıp yapılmadığının araştırmasıdır. Bir ürünün daha önce var olup olmadığını, herhangi bir patent ihlaline konu olmadığını söylemek bu rolün görevidir.
Bir ürünü veya fikri, dünyadaki databaselerde araştırarak şirkete sunduğu rapor çok önemlidir. Araştırmanın dışında geliştirme tarafında da patent mühendislerimiz olası bir patent ihlaline yol açmamak için ürünlerin nasıl geliştirilmesi gerektiği konusunda bilirkişilik rolü üstlenebilmektedir. Dolayısıyla bu eğitimden ya da deneyimden geçen kişiler Ar-Ge departmanları için aranılan niteliklere sahiptirler.
Patent yazımı ile ilgili sürece de hakimdirler. Tarifnamenin yazılması, istemler, koruma kapsamı vs. konuları bir patentin kabul görmesi için çok büyük titizlikle hazırlanması ve bu konuda deyim yerinde alaylı mühendislerin yapması gereken bir süreçtir. Bu sürecin hemen akabinde ulusal ve uluslararası yazışmalar, takip konularını da patent mühendisleri yönetir.
Uluslararası Bir Meslek
Sınırların dışına taşmış bir meslek olması, gençler için aynı zamanda çok büyük bir avantajdır. Dünyanın neresine giderseniz gidin patent mühendisliği çok değer gören bir konumdadır. Hatta gelişmiş ülkelerde aranılan mesleklerin başında gelmektedir. Daha önce de belirttiğim gibi bu meslek şirketlerin araştırma geliştirme açısından kilit noktalarında olduğu gibi hazırladıkları raporlar şirketlerin üretim stratejilerinde devasa değişikliklere yol açabilmektedir. Aynı zamanda olası patent ihlali riskini de minimize ederek dava yüklerinden de kurtarmaktadır.
Avrupa Patent Vekilliği
Patent Mühendisliği ile patent vekili aynı kavramlar değildir. Patent Vekili iki yılda bir Türk Marka ve Patent Kurumu tarafından yapılan sınavla kazanılan bir unvandır. Patent Mühendislerinin illa patent vekili olmasına gerek yoktur. Olmaları mutlak suretle mühendislerimize ayrı bir vizyon kazandıracaktır.
Bunun yanı sıra patent vekili olmak mühendislerimize, mühendis adaylarımıza, mühendislik bölümü okumak isteyen ve patent mühendisi olmak isteyen gençlerimize başka bir fırsat daha doğurmaktadır. Özellikle bu işi inanılmaz prestijli hale getiren Avrupa Patent Vekilliğini unvanı bu mesleği icra eden kişiler için gerçek bir hedeftir. Tabii ki, bu unvana sahip olmak oldukça zorlu.
Avrupa Patent Vekili olmak için yılda bir kez yapılan ve European Qualification Examination (EQE) denilen zorlu bir sınavdan geçmek gerekiyor. Bu sınav için oldukça çalışmak ve Fransızca, Almanca veya İngilizce dillerinden birini bilmek gerekiyor.
Bu işi yıllardır yapan biri olarak Türkiye’de yaşayan gençlerimiz için önü çok açık bir meslek olduğu düşüncesindeyim. Sıklıkla bahsettiğimiz ülkemizin inovasyona ve patente dayalı büyüme stratejileri geliştirmekte daha çok kalifiye patent mühendislerine ihtiyacımız vardır.
Bu meslek okullarda okutulmasa da şimdinin ve geleceğin kilit mesleklerinden biridir.
Önünüz çok açık gençler, bence bir düşünün.